“Bu işi ya zor yoldan yaparız ya da... Yoo, sadece zor yoldan yaparız.”
Vi, esnemesini bastırarak Piltover Adalet Sarayı'nın kalbindeki yaldızlı salonun içinden geçti. Şafak sökeli bir saat bile olmamıştı ve etraf tamamen sessizdi. Birkaç sarhoş utanç hücrelerinde uyuyor, arka taraflardaki daha yüksek güvenlikli hücrelerde ise kimyasal geliştirmelerine sahip birkaç haydut olduğu biliniyordu. Bu konuyu daha sonra araştırarak Piltover'da ne aradıklarını anlamaya çalışacaktı.
Tamara kendini erken uyanmaya zorladı. Yatağı yeryüzü, battaniyesi ise dökülen yapraklarken bu alışkanlığı kazanmak fazlasıyla kolaydı. Ancak kaz tüyü bir yatak ve yumuşak pamuktan çarşaflar işleri biraz değiştiriyordu. Perdeler açıktı ve günün ilk ışıkları üçüncü kattaki odasını aydınlatıyordu. Piltover'da geçirdiği ilk gece perdeleri örtmüş ve şafaktan iki saat sonra uyanmıştı. Bu durum onu fazlasıyla kaygılandırdığından o gün bu gündür perdeleri kapatmıyordu.
Vi'ın eldivenleri, sanatçılarımızın büyü ve teknolojiyi bir araya getirerek oluşturduğu ve iki kaynağın güçlerini bir araya getiren "hextech" kavramına iyi bir örnek. Bu eldivenler oldukça devasa ve ağır olmakla kalmıyor, Vi'ın daha hızlı ve daha güçlü olmasını da sağlıyor. Hextech farklılıkları gidermeye yardımcı oluyor; onun sayesinde insanlar büyücülere, canavarlara ve Hiçlik'ten çıkıp gelebilecek tehlikelere kafa tutabiliyor. Jayce'in çekici, Heimerdinger'in aygıtları ve Ziggs'in "sihirmayınları", hextech'in yapabileceklerinden yalnızca bazıları.